SORU - Oruçlu iken misvak, diş fırçası kullanılabilinir mi?
CEVAP - Oruçluyken misvak kullanmanın mekruh olduğu konusunda görüşler olsada,sahih olan görüş, bir kerahatin olmadığıdır.Üzerinde diş macunu olmayan bir fırçayla dişleri fırçalamak da misvak kullanmak hükmündedir.Ancak üzerine diş macunu konur ve az da olsa boğaza giderse,oruç bozulur ve kazası gerekir..
SORU - Günaha şeytanlar sebep olduğuna göre, Ramazanda şeytanlar nasıl günah işletiyor?
CEVAP - Günah işlememize yalnız şeytanlar değil, kendi nefsimiz de sebep olmaktadır. Nefsin zararı, şeytanınkinden çok fazladır. Nefsin her istediği kendi zararınadır. Ramazanda günah işleten, nefsimizdir.
Bu ayda, şeytanlar bağlı olduğu için, vesvese veremezler. Ramazanda esnemeler de şeytandan değildir. Asabi esnemeler, halsizlik, uykusuzluk gibi hallerde meydana gelir.
SORU -Bir hastalık sebebiyle de iğne [enjeksiyon] yapılınca oruç bozulur mu?
CEVAP -Evet bozulur, kaza gerekir. Oruç bu şekilde bozulduktan sonra yiyip içmek, kefareti gerektirmez.
SORU -Bir hasta, ilaç alarak orucunu bozsa, kefaret gerekir mi?
CEVAP - Gerekmez. Çünkü dinimizin bildirdiği bir özürle, yani zaruretle oruç bozulunca yalnız kaza gerekir. Fakat basit bir şey için oruç bozulursa kefaret de gerekir.
SORU -Oruçlu olduğunu unutarak yiyen, sonra bilerek yiyip içmeye devam ederse, kefaret gerekir mi?
CEVAP -Oruçlu olduğunu unutarak yiyip içen kimse, orucunun bozulduğunu zannederek yiyip içmeye devam ederse kaza lazım olur, kefaret lazım olmaz. Eğer unutarak yiyip içmenin orucu bozmadığını bildiği halde, kasten yiyip içmeye devam ederse, hem kaza, hem de kefaret lazım olur.
SORU - Seferde oruç tutmak gerekmediği hâlde, Ramazan orucunu tutan nafile sevabı mı alır?
CEVAP -Seferî olan, Ramazan orucunu tutarsa, farz sevabı alır.
SORU -Kan Aldırmak Orucu Bozar mı?
CEVAP-Kan aldırmak (kan vermek) orucu bozmaz. Vücuda kan almak orucu bozar.
SORU -Oruca ne zaman niyet edilir?
CEVAP- Ramazan, günü belirlenmiş adak ve nafile oruçlarda niyet, öğle namazına 1 saat kalana kadar devam eder.
Bunların dışındaki, kefaret, kaza, günü belirlenmemiş adak oruçlarında ise imsak vaktine kadar niyet edilmesi gerekir.
SORU –Sadakayı fıtır (fitre) nin miktarı nedir?
CEVAP-Bir fakirin sabah ve akşam olmak üzere bir günlük yiyeceğinin ölçüsü alınır. Bölgelerin gelirine göre, fetva makamları bunun en alt sınırını ilan ederler.
Bu yıl fitrenin en az miktarı 15.00 TL dır.
SORU- Fitre kimlere verilmez.
CEVAP-Zenginlere, karı-koca birbirlerine, usul ve furuğa verilmez .
(yani 1. dereceden akraba olan yukarıya doğru anne, baba, dede, nine ye verilmez. Aşağıya doğru, oğlu, kızı, torununa veremez.)
SORU- Sahura kalkmadan oruç tutulabilir mi?
CEVAP- Evet. Ama sahura kalkmak sünnettir ve çok sevaptır.
SORU-Gece saat 12 de yemek yiyip, niyetlenerek yattım.
Tekrar bir şeyler yiyip içebilir miyim?
CEVAP-Her ne kadar saat 12 de niyet etmiş olsanız bile, sizin niyetiniz imsak saatinden itibaren geçerlidir. Bu arada tekrar yiyip içebilirsiniz.
SORU-Oruç tutmayanlar teravih namazı kılmalımıdır?
CEVAP- Evet. Çünkü teravih orucun değil ramazanın sünnetidir.
Oruç tutamayan hasta ve yolcularda (kadın erkek herkese)teravih kılmak sünnettir.
SORU-Teravih namazının fazilet ve faydaları nelerdir?
CEVAP-Peygamber efendimiz (S.A.V)in kıldığı ve kıldırdığı teravih namazı hakkında, tavsiye ve teşvikleri vardır. “Ramazan gecelerinde melekler yeryüzüne inerler, namaz kılanların arsına girererek onlarla beraber namaz kılarlar. Melekler her kime dokunduysa o kişi asla isyankâr ve cehennemlik olamaz” buyurmuşlarıdır.
Hz. Ali; bu olayın büyük ihtimalle teravih namazında gerçekleştiğini bildiriyor.
Âlimlerimiz ise; teravih esnasında bize gelen bir ürpertinin, değişik ve tatlı bir heyecanın, duygulu iki damla gözyaşının akmasının sebebi, meleklerin o anda bizimle beraber namaz kıldıklarına işarettir. demişlerdir.
—Teravihin dünyevi bir faydasını, esprili bir olayla anlatarak bitirmek istiyorum.
Padişah döneminde bir iftar sofrası hazırlanır. Kalabalık davetliler arasında komşu olan iki Yahudi (gayr-i Müslim) de vardır.
İftar topuyla yemek başlar. Padişah sofrasında yok yoktur. Yemeklerin biri gelir biri gider. Arada akşam namazı kılınır. Yemekler, tatlılar, içecekler hala devam ederken, iki Yahudi, Müslümanların bu haline hayretle bakıp“ bu akşam bunların biri çatlar ama, dur bakalım” derler.
Yatsı namazı ve teravih vakti gelmiştir. Yahudilere, sizde şöyle oturun bizi bekleyin diyerek arkada bir yer gösterirler… Müslümanlar hep beraber tekbir alarak, birazda hızlıca rükular ve secdelerle teravihi kılmaya başlarlar. Namazı da dikkatle takip eden iki Yahudi, namazın sonuna doğru, kendi aralarında şöyle konuşurlar :”Arkadaş, bu Müslümanlar çok yemek yiyorlar ama, baksana eritmesini de biliyorlar “ derler.
—Böyle dünyevi faydasını da kazandığımız, Ramazan ayında, oruç, teravih vs. ibadetlerle, asıl olan Allahın rızasını kazanmayı, Cenab-ı Allah cümlemize nasip eylesin…