Hicri takvim 2 Ekim Pazar günü Başladı. İslam tarihinin en büyük olaylarından bir olan Hicret ve birçok olayın vuku bulduğu Muharrem ayı, Hz. Ömer devrinden itibaren, Hicri yılbaşı olarak kabul edilmiştir.
Hicret; göç manasına geldiği gibi, Hz Muhammet (S.A.V.)´in Mekke´den Medine´ye göç etmelerini ifade eder.
13 yıllık Mekke döneminde; Mekke, Müslümanlar için artık yaşanmaz hale gelmişti ama göçün sebebi sadece sıkıntılar değildi.
Asıl sebep: inancını en güzel yaşayabileceği mekânlara gitmek, Medine ve diğer yerlerdeki Müslümanları bir araya getirip, İslam toplumunu güçlendirmek, İslamın yayılmasına imkân sağlamak, İslam devletinin temelini atmaktır.
Hicret: Müslümanların kurtuluşu nefes alması demektir. Büyük islam inkılâbının başlangıcıdır. Mekke devrinin kapanıp 10 yıllık Medine devrinin başlamasıdır. Ülkemizde bu takvim ne kadar kullanılmasa da yeni bir takvim yılının başlangıcı olarak kabul edilmesidir.
Müslümanlar Hicrî yeni yıllarını bilmeli ve unutmamalıdırlar.
Muharrem ayının 10. Gününe aşure denir. Bunun nedeni: Allah(cc)nin on peygambere on ihsanda bulunması bu güne rastlar.
1- Hz. Adem ile Hz. Havva´nın cennetten kovulduktan sonraki affı
2-Hz. İbrahim Peygamberin Nemrud´un ateşinden kurtuluşu
3-Hz. Musa´nın kurtuluşu ve firavunun boğulması.
4-Hz. Eyyub´un hastalıktan kurtuluşu
5-Hz. Davut´un affedilmesi
6-Hz. Süleyman´a dünya mülkünün verilmesi
7-Hz. İsa´nın semaya yükselişi
8-Hz. İdris´in semaya yükselişi
9-Hz. Nuh´un kurtuluşu
10-Bizim Peygamberimizin Mekke´deki eziyetlerden kurtuluşu. Bunların hepsi Muharrem ve Aşure gününün değerini ortaya koyduğu için sadece İslamiyette değil tarih boyunca çeşitli milletlerce de dini yönde kutlanmıştır.
Peygamberimiz Muharrem ayının sadece Aşure gününde değil 9-10- 11. Günlerinde oruç tutmamızı tavsiye etmişlerdir.
Yine bu ayda Kerbela da vuku bulan çok üzücü bir olaya da değinmek istiyorum. Bütün Müslümanları derinden üzen peygamberimizin (SAV) göz bebeği torunu Hz. Hüseyin şehit edilmiştir bu acı olayı tasvip eden hiç kimse yoktur olamaz. Tarihin belli kesitinde vuku bulan bu üzücü olay tarihe mal olmuştur. Bize düşen bu tür olayların bir daha tekrarlanmasını önleyecek bilince sahip olup kardeşliğimizi ve birliğimizi koruyabilmektir.
Muharrem ayının 10. Günü yapılan özel yemeğin adı aşuredir. Bölgemizde de yaygın olan bu aşure yemeği bir gelenek halini almıştır. Bu yemek Hz. Nuh´un sünnetidir.
Hz. Nuh (AS) gemiyle karaya ayak basınca aşıcısından yemek yapmasını ister aşçı başı erzak deposuna bakar ve “ya nebi erzak deposunda buğday, üzüm, nohut v.s. Hepsinden azar azar kaldı hiçbirinden bir yemek çıkmaz deyince Hz. Nuh: o zaman hepsini karıştır öyle bir yemek yap der.” (Aslında normal zamanda uyumsuz gibi görünen) karışık güzel bir tatlı yemeği ortaya çıkar. Bu aşure gününü hatırlatması, hediyeleşme şekli ile Müslümanların kaynaşması bakımından bu güzel gelenek devam etmelidir
Özetle Müslüman sadece ekmek kaygısı, dünya kazancı için değil, dini inançlarını daha güzel yaşayabileceği mekânlara göç edebilmelidir esas Hicret´de budur.
Hicri yılbaşı ve Muharem ayınız mübarek aşure yemeğiniz afiyet olsun.
Bunun gibi bütün dini özel günlerimizi unutmamamız temennilerimle.