Müminlerin aralarındaki muhabbeti artıran, sevgi saygı ve hürmeti ortaya çıkaran, birbiriyle kaynaştıran, tanıştıran, birbirlerine karşılıklı en güzel dua edilmesine vesile olan Selam’dan bahsedelim bugün.
Peygamberimiz(S.A.V); <<İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş sayılmazsınız. Size yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey gösteriyim mi? aranızda selamı yayınız>>
buyurmaktadır.
Bildiğimiz lisanla SELAMÜN ALEYKÜM diyen birisi, diğer kişi veya topluluğa şöyle seslenmiş oluyor:
Ey mümin kardeşim !- Allah( cc) sizleri görünür görünmez bela ve afetten koruyup selamette (esenlikte) kılsın.Diye dua ediyor. Karşısındaki VE ALEYKÜM SELAM deyince bende aynı duaları senin için ediyorum… Manasında birbirlerine en güzel dua ve temennilerde bulunuyorlar.
Dünyanın bin bir çilesinden dolayı, kasılan çehreleri tebessüm ettiren, yan yana geçerken sanki biri diğerini hiç tanımıyor veya düşmanlarmış gibi, soğuk bir dünya hayatını sımsıcak ısıtan bir kelamdır. Selamün aleyküm.
Vermenin sünnet, almanın farz olduğu selam.
Cennetteki müminlere yüce Allah’ın ilk hitabı olan selam. Peygamberimiz(S.A.V.)in tavsiye ettiği; bütün sözlerin başı, yani her kelamın başlangıcı olması lazım gelendir selam.
Selamın yerini alacak, aynı geniş manayı kapsayacak, taşıdığı hikmeti yansıtacak ikinci bir kelime, ne Arapçada nede başka bir dilde mevcut değildir.
Onun için bugün yaygın olarak kullanılan, selamın yerine konmaya çalışılan, merhaba, iyi günler, iyi akşamlar, günaydın, tünaydın… Vs. Selamün aleyküm kelimesinin faziletini asla
ortaya koyamaz.
Selamı emreden bizzat Allah( cc)dur. Nur suresi 27. ayette; Ey iman edenler! .kendi evlerinizden başka evlere gi-rerken, izin istemeden ve (evsahiplerine)selam vermeden girmeyiniz …>>buyurmuşlardır.
Bu, muhabbet kelamı olan selam, kime verilmelidir? Nasıl verilmelidir?
Tanıdığın tanımadığın herkese selam verilir.
Binitli (arabada)olan, yaya olana selam verir.
Karşılaşan iki gruptan az olan çok olana, ayakta olan oturana, yürümekte olan durana, arkadan gelen önde yürüyene selam verir.
KİMLERE SELAM VERİLMEZ açıktan günah işleyen fasıklara (kumar oynayıp içki içenlerin masasına gidip ) selam verilmez. Çünkü Allahın haram kıldığı bir fiili işlerken Allahın selamına layık olmazlar.
İbadetle (namaz, abdest, zikir vs ) Meşgul olana, sofrada yemek yiyenlere ve selama hazır olmayanlara selam verilmez.
Karşılaştığınız adam bu bana selam verecek diye bakmıyor ve aksine arkasını dönüyorsa, ona da selam verilmez.
Selam verirken güler yüzlü olmalıdır. Eğilmek, bükülmek, el-kol sallamak, kafa sallamak, araba kornalarına basmak vs. Bütün bunlar selamın adabından değildir. Haberleşme işareti olabilir.Ama bu işaretin ardından diliyle selam verdiğine inanı-yorsanız selamı cevaplandırınız.
Zengine selam verip, fakiri ayırmak asla olmamalıdır. Selamın karşılığı ve aleyküm selam diyerek daha güzeliyle ve güler yüzle verilmelidir. (Al selamını başına çal dercesine bir çehreyle selamlaşmak olmaz.)
Telefon çaldığı zaman (ALO) diyerek konuşmaya başlamak usuldendir. Günümüzde Selamün aleyküm diye selamla, duayla başlamak moda oldu diyorlar. Böyle modalar baş üstüne diyorum.
Telefonda, evde, sokakta,resmi ve özel kurumlarda, Selamün aleyküm demeyi, teşekkürün değişik ve daha güzel bir ifadesi olan,” Allah razı olsun” demeyi kaba gören sosyete kardeşlerimizi ve tüm okurlarımı, sımsıcak sevgiyle saygıyla ve kelimenin içeriğindeki kibarlığıyla selamlıyorum.