Toplumsal alanda eğitim, sağlık, adalet, ekonomi gibi bilimsel çalışmalara konu olmuş birçok insana özgü faaliyet vardır. Toplumu oluşturan bireyler olsun, aileler olsun eğitimi en üst düzeyde talep ediyor, kendileri veya çocukları adına eğitimden yararlanmanın her yolunu arıyorlar.
Eğitime dair görüş alışverişi yapılmasını sağlayacak ortamların bulunması eğitime dair konuların toplum nezdinde tartışılmasına, eğitime dair hususların düşünülmesine, bu konularda var olan olumlu veya olumsuz her şeyin ortaya konulmasına katkı sağlayacaktır.
Herkes kabul eder ki toplumun gündemine giren her sorun, bir şekilde çözülmeye çalışılır, toplumun zihninde canlılığını korur. Bugün eğitim alanında yapılan sürekli değişimler doğrudan evlatlarımızı ilgilendirmektedir. Dolayısıyla tüm toplumu ilgilendirmektedir. Bu nedenle son yıllarda eğitim alanı insan mühendisliği/toplum mühendisliği biçiminde nitelendirilmektedir.
Günlük yaşantımız içinde eğitimin önemine daima vurgu yapıldığına hemen her ortamda şahit oluruz. Akan trafikte olumsuz bir davranışla karşılaşınca eğitimsizliğe bağlarız, bir sırada beklerken sıraya girmeyen birini görürsek yine eğitimsizlikten bahsederiz. Yolsuzluklar, haksızlıklar, yanlışlıklar kısaca hemen her olumsuz durum eğitimsizliğe bağlanır.
Adeta eğitim her şeyin çaresi, her şeyi çözen sihirli bir değnek olarak görülür ve olumsuzluklar karşısında herkes suçu eğitime atar.
Eğitim hakkında yediden yetmişe hemen herkesin az çok bir fikri vardır. Bunun bir nedeni de toplumda hemen herkesin hayatının bir döneminde eğitimle bir şekilde muhatap olmasıdır. Yani herkesin eğitime dair yaşanmış bir tecrübesi vardır. Yaşanan bu tecrübe herkese eğitime dair konuşma imkânı verir. Peki, hemen herkesin bir şekilde eğitime dair edindiği bu tecrübe yeterli midir? Eğitim kavramının içeriğine baktığımızda çok geniş bir alanla karşılaşırız. Bu geniş alanda eğitim denilince neyin anlaşılması gerektiği, ne anlatılmak istendiğinin iyi belirlenmesi gerekir. Eğitim alanının o kadar çok değişik alt dalları, ilgili alanları vardır ki eğitime dair yapacağımız bir fikir üretimi çalışmasında doğru sonuçlara ulaşabilmek için tüm bu alanlardan haberdar olmak gerekir. Aksi takdirde dar bir çerçevenin içinde yararsız, gereksiz bir kısır döngüden kurtulmak, bir sonuca ulaşmak mümkün olmaz. Eğitim denilince toplumda hemen birçok kişinin aklına okulda yapılan eğitim gelir. Oysa okulda yapılan eğitimle tartışmalarda dile getirilen ve şart olarak görülen eğitim aynı düzey, kapsam ve içerikte yer almaz. Birçok kişinin aklına gelen okulda eğitim sınırlı bir zamanda, belirlenmiş bir program doğrultusunda, çoğu zaman yetişmiş uzman elemanlar aracılığıyla yürütülen, belli yaş gruplarına yönelik olarak yapılıp sonunda diploma türü bir belgelerin verildiği faaliyetler katılanların edilgin, pasif kaldığı faaliyetler olup kişisel iradenin çok da ön plana çıkamadığı, çıkarılamadığı eğitim faaliyetleridir. Böyle bir eğitim faaliyeti ile toplumsal alanda büyük değişikliklerin sağlanabilmesi mümkün değildir.
Toplumsal hayatta yaşanan sorunların çözümüne yönelik eğitim faaliyetleri daha çok okul dışı zamanlarda, kişilerin etkin olduğu, kendi kendine öğrenme faaliyetine yönelik çalışmalardır. Toplumun tümünü kapsar düzeyde bir çalışmanın sivil ve resmi bir kurumun görev alanına girebilmesi de aslında mümkün değildir. Yaşam boyu öğrenmeyi kişisel öğrenme, kişisel olarak kendini geliştirme şeklinde düşünmek gerekmektedir. Kişisel gelişim kavramı toplumda her birey tarafından yaşamının önemli bir ilkesi haline getirilmesi gerekmektedir.
Toplumu oluşturan bireyler ne kadar çok bu inisiyatifi eline alıp etkin bir şekilde kullanırsa toplumsal eğitimin niteliği de o kadar yükselecektir.
2019-2020 Eğitim-Öğretim yılının ilçemizde bulunan öğretmen, öğrenci ve velilerimiz için hayırlara vesile olmasını temenni eder başarılı bir eğitim yılı dilerim.